28 Kasım 2016 Pazartesi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

Yeniden düzenlenmiş

-Bundan 8 yıl 10 ay önce, 15 Ocak 2008 tarihinde 
1 lira 14,49 kuruşa kadar inen ABD Dolar kuru, 
bugün (18 Kasım 2016) 3,3835 ile tarihi zirveye ulaştı
-Birinci Dünya Savaşı öncesi 22,5 kuruştan işlem gören 
ABD Doları, paradan 6 sıfır atılmasaydı, bugün 
3 milyon 383 bin 500 lira olacaktı
-ABD Doları, Merkez Bankası döviz alış kuru, 18 Kasım 2016 
itibarıyla son bir yılda yüzde 18,11, son iki yılda yüzde 52,38, 
son üç yılda yüzde 67,49, son dört yılda yüzde 88,73, 
son beş yılda yüzde 87,22, son altı yılda yüzde 136,94 arttı

Doların önlenemez yükselişi… Bundan 8 yıl 10 ay önce, 15 Ocak 2008 tarihinde 1 lira 14,49 kuruşa kadar inen ABD Dolar kuru, bugün (18 Kasım 2016) 3,3835 ile tarihi zirveye ulaştı.
Birinci Dünya Savaşı öncesinde 22,5 kuruştan işlem gören ABD Doları, paradan sıfır atılmasaydı, bugün serbest piyasada 3 milyon 383 bin 500 lira olacaktı. 
ABD Doları, Merkez Bankası döviz alış kuru, 18 Kasım 2016 itibarıyla son bir yılda yüzde 18,11, son iki yılda yüzde 52,38, son üç yılda yüzde 67,49, son dört yılda yüzde 88,73, son beş yılda yüzde 87,22, son altı yılda yüzde 136,94 arttı.

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?

Güçlü bir ekonomi için yapılması gerekenler ve yol bellidir. Ekonomik ve siyasi istikrarı kurup koruyarak, üretime ve ihracata dayalı bir ekonomik yapı kurmak.
Petrol, doğalgaz veya başka bir şey… Büyük miktarda döviz sağlayan bir geliriniz yoksa ki bu “büyük miktar” nüfusunuza ve ekonomik gelişmişliğinize göre değişir. Kuveyt için elde ettiği petrol geliri yeterli olabilir ama o gelir Türkiye boyutlarındaki bir ülkeyi kurtarmaz. Veya gelir seviyesi altlarda yer alan Sierra Leone’ye yetecek döviz geliri ile hemen hemen o ülkeye yakın nüfusa sahip Danimarka’nın ihtiyacı olan döviz geliri aynı olmaz.
Sonuç olarak Türkiye boyutlarındaki bir ülke sadece petrol ve doğalgaz gibi gelirlerle ekonomisini sürdüremez. Nitekim, Suudi Arabistan’ın dünyada en büyük petrol geliri elde eden ülkesi olmasına rağmen tam bir ekonomik kriz yaşadığını görüyoruz.
Buradan şu sonuç da çıkarılabilir Kerkük-Musul hayali kuranlar ve ülkenin oradan sağlanacak petrol ve doğalgaz geliriyle zengin olacağını düşünenler bence bir kez daha düşünmeli. Suudi Arabistan kadar petrol üretseniz bile yetmez. Türkiye, daha istikrarlı ve düzgün bir ekonomik yapı kurmak zorunda.

27 Kasım 2016 Pazar

-Ekonomide deste yeniden karılacak….

Dolar kurunun 3,47’lere kadar çıktığı bir ortamda, ekonomide hemen herşey değişecek. Bir anlamda deste yeniden karılacak. Bunun ilk adımı Merkez Bankası’nın faizleri 50 paz puan yükseltmesiyle atıldı. Dolar kuru istikrara kavuşmaz ve yeniden 3-3,10’lara inmezse ki bu zor görünüyor, Merkez Bankası’nın faiz artırımı bununla da sınırlı kalmayacak.
Beklentilerin çok çok üzerinde dolar kurunun artması başta 2017 yılı olmak üzere önümüzdeki yılların bütün hedefleri değiştirecek. Ekonomi yönetiminin ve Merkez Bankası’nın bunu kabullenmesi mümkün görünmüyor. Bundan dolayı doları frenlemek için faizi artırmaktan başka bir yol görünmüyor. Faiz artırılacak ki para çıkışı dursun. Türkiye’nin sıcak parayı ülke içinde tutmasının tek yolu yüksek faiz geliri sağlamasıdır. Her kim, bunun kısa vadede başka yolu olduğunu söylerse yanlış söylemiş olur.

19 Kasım 2016 Cumartesi

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...


Yeniden düzenlenmiş

-Döviz kurları Türkiye açısından her zaman sorun oldu. Geçmişte
ABD Doları, Alman Markı, şimdi ABD Doları ve Avro’nun seviyesi
Türk ekonomisindeki birçok parametreyi etkilediğini söylemek yanlış olmaz
-Enerji açısından dışa bağımlı olan Türkiye, enerjiyi, hammaddeleri dolar,
sanayi ürünlerinin çoğunu ise Avro ödeyerek alıyor. İhracatının yarıya
yakınını AB ülkelerine yapan, turizm gelirlerinin büyük bölümünü bu
ülkelerden sağlayan Türkiye’nin, döviz gelirlerinde avronun ağırlığı fazla…
-Halen 3,3835 düzeyinde olan Merkez Bankası dolar alış kuru, yıl sonuna
kadar böyle devam ederse, 2016 yılında ortalama kuru 3’ün üzerinde
3,0090 olarak gerçekleşecek
-Bu durumda, Türkiye’nin GSYH’si 726,1 milyar dolarlık tahminin de
düşecek, 2009’dan bu yanaki en düşük düzey olan 713,9 milyar dolara
inecek
-Kişi başına GSYH de tahmin edildiği gibi 9 bin 243 dolar olmayacak
9 bin 6 dolara düşecek
-Türkiye, enerjinin hemen hemen tamamını ABD Doları ödeyerek alıyor.
Doların artması, Türkiye’nin enerjiye olması gerekenden daha fazla TL
ödemesi demek olacak
-2016 yılının Ocak-Eylül döneminde ara mallarına, yani hammaddelere
98 milyar 629 milyon dolar ödendi. Dolardaki yükseliş, hammaddelerin
çok büyük bölümü dolarla alındığı için TL olarak hammadde maliyetini
artırıyor. Bu da ekonomiye enflasyon olarak yansıyor
-Turizm ve navlun gelirlerine bakıldığında, yani hizmet ihracatı açısından
değerlendirildiğinde dolar ve avrodaki yükselişin her iki sektöre de olumlu
yansıdığı açık
-TL’nin değer kaybetmesi, döviz fiyatlarının artması doğrudan açık
pozisyonları vuruyor. Döviz borçlarının TL karşılığı artıyor, borçlular TL
olarak artan borçları nedeniyle sıkıntıya düşüyor
-Merkez Bankaları böyle bir ortamda ister istemez temkinli olmak,
faizlerdeki değişikliği enflasyon görünümündeki iyileşme veya kötüleşme
durumuna bağlamak, istikrarı korumak zorundadır
-Farklı bir duruş ekonomiyi çok ciddi sıkıntılara sokar, fark edemeden
hızla duvara çarpılır


18 Kasım 2016 Cuma

-Doların önlenemez yükselişi…

-15 Ocak 2008'de 1 lira 14,49 kuruşla dibe vuran
ABD Dolar kuru, 18 Kasım 2016'da 3,3835 ile tarihi 
zirveye ulaştı
-ABD Doları, Merkez Bankası döviz alış kuru, 18 Kasım 2016
itibarıyla son bir yılda yüzde 18,11, son iki yılda yüzde 52,38,
son üç yılda yüzde 67,49, son dört yılda yüzde 88,73,
son beş yılda yüzde 87,22, son altı yılda yüzde 136,94 arttı

Doların önlenemez yükselişi… 15 Ocak 2008 tarihinde 1 lira 14,49 kuruşla dibe vuran ABD Dolar kuru, 18 Kasım 2016 3,3835 ile tarihi zirveye ulaştı.
Birinci Dünya Savaşı öncesinde 22,5 kuruştan işlem gören ABD Doları, eski parayla 3 milyon 383 bin 500 liraya çıkmış oldu. 
ABD Doları, Merkez Bankası döviz alış kuru, 18 Kasım 2016 itibarıyla son bir yılda yüzde 18,11, son iki yılda yüzde 52,38, son üç yılda yüzde 67,49, son dört yılda yüzde 88,73, son beş yılda yüzde 87,22, son altı yılda yüzde 136,94 arttı.
Kronik bir şekilde dış ticaret açığı ve dolayısıyla cari işlemler açığı veren Türkiye’de her zaman ABD Doları, Alman Markı, İngiliz Sterlini, Fransız Frangı gibi önemli para birimleri hayati oldu. Avronun ortaya çıkmasıyla Alman Markı ve Fransız Frangı gibi para birimleri tarihe karışsa da onların yerini Avro aldı. Birinci Dünya Savaşı öncesinde İstanbul Borsası’nda İngiliz Sterlini 110, ABD Doları 22,5, Fransız Frangı ise 4,37 kuruştan işlem görüyordu. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda ABD Doları 1,07 liraya çıktı.