27 Nisan 2014 Pazar

-Ülke Raporu: Ukrayna

-Parçalanmaya doğru giden Ukrayna...
-Zamanında Sovyetler Birliği’nin, Rusya’nın ardından
ikinci büyük cumhuriyeti, tahıl ambarı ve ağır sanayi
merkezi olan Ukrayna, 24 Ağustos 1991’de kazandığı
bağımsızlığının ardından ne siyasi, ne ekonomik
istikrarı bir türlü yakalayamadı
-Bağımsızlığını kazandığı 1991 yılında, Ukrayna 50
milyonu aşkın nüfusu, 603 bin 700 kilometrekarelik
verimli toprakları, büyük kömür ve demir yatakları,
bir çok fabrika ve işletmesiyle geleceği parlak bir
ülke olarak görülüyordu
-Ülke ekonomisi son 5 yıldır giderek kötüleşiyor.
2008 yılında 180,1 milyar dolar olan cari fiyatlarla
GSYH, 2013 yılında 177,8 milyar dolara indi
-Genel devlet brüt borç stoku 2008-2013 döneminde
37 milyar dolardan 73 milyar dolara, net borç stoku
ise 33 milyar dolardan 69 milyar dolara çıktı
-Toplam yatırım miktarı 2008-2013 döneminde
50,3 milyar dolardan 26,9 milyar dolara, aynı
dönemde, gayri safi ulusal tasarruf miktarı da
37,6 milyar dolardan 10,6 milyar dolara indi

25 Nisan 2014 Cuma

-Dünyanın finansörleri

-İçlerinde Türkiye’nin de olduğu çoğu ülke,
cari açığını nasıl kapatacağını kara kara
düşünürken, Çin ve Almanya’nın başını çektiği,
Avrupa, Ortadoğu ve Uzakdoğu’nun bazı ülkeleri
döviz içinde yüzecek
-2014-2019 döneminde Çin’in 1,98 trilyon,
Almanya’nın 1,7 trilyon dolarlık cari işlemler
fazlası vermesi bekleniyor
-Bu dönemde Suudi Arabistan’ın 602, Hollanda’nın
550, İsviçre’nin 444, Japonya’nın 421, Tayvan’ın
366, Kuveyt’in 364, Singapur’un 331, Güney Kore’nin
325 milyar dolarlık cari işlemler fazlası vereceği
tahmin ediliyor
-16,8 milyon nüfuslu Hollanda’nın 550 milyar,
8,1 milyonluk İsviçre’nin 444 milyar, 3,6 milyonluk
Kuveyt’in 364 milyar, 1,9 milyonluk Katar’ın 207
milyar dolar cari işlemler fazlası verecek olması
dikkat çekici

24 Nisan 2014 Perşembe

-Türkiye'de doların hikayesi

-Birinci Dünya Savaşı öncesi 22,5 kuruştan işlem
gören ABD Doları, paradan 6 sıfır atılmasaydı, bugün
2 milyon 100 bin liranın üzerinde olacaktı
hracat yapmak için bile yapacağı ihracatın 5’de 3’ü
kadar ithalat yapmak zorunda olan bir ekonominin
dış ticaret açığı ve dolayısıyla cari işlemler açığı
vermemesi, aralıklarla döviz krizi yaşamaması da
mümkün görülmüyor