24 Nisan 2014 Perşembe

-Türkiye'de doların hikayesi

-Birinci Dünya Savaşı öncesi 22,5 kuruştan işlem
gören ABD Doları, paradan 6 sıfır atılmasaydı, bugün
2 milyon 100 bin liranın üzerinde olacaktı
hracat yapmak için bile yapacağı ihracatın 5’de 3’ü
kadar ithalat yapmak zorunda olan bir ekonominin
dış ticaret açığı ve dolayısıyla cari işlemler açığı
vermemesi, aralıklarla döviz krizi yaşamaması da
mümkün görülmüyor

Birinci Dünya Savaşı öncesin 22,5 kuruştan işlem gören ABD Doları, paradan sıfır atılmasaydı, bugün 2 milyon 100 bin liranın üzerinde olacaktı. Hatta 28 Ocak 2014’de 2 milyon 342 bin 800 liraya kadar da çıktı.
Cumhuriyet dönemi aslında ekonomide “Türkiye’nin döviz açığı ve bundan kaynaklı sorunlar” tarihidir. Birçok alanda başarı gösteren Türkiye’nin en zayıf yanı, özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hemen her zaman döviz sıkıntısı oldu. Zaten ihracat yapmak için bile yapacağı ihracatın 5’de 3’ü kadar ithalat yapmak zorunda olan bir ekonominin dış ticaret açığı ve dolayısıyla cari işlemler açığı vermemesi, aralıklarla döviz krizi yaşamaması da mümkün görülmüyor.
      Birinci Dünya Savaşı öncesinde İstanbul Borsası’nda İngiliz Sterlini 110, ABD Doları 22,5, Fransız Frangı ise 4,37 kuruştan işlem görüyordu. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda ABD Doları 1,07 liraya çıktı.

        Cumhuriyetin İlk Döneminde Kur Rejimi

Referans para olarak 1923-1950 arasında İngiliz Sterlini, daha sonra ABD Doları kullanıldı.
Cumhuriyet kurulduğunda 1,67 Türk Lirası (TL) olan ABD Doları, dünya ekonomik krizinin başladığı 1929 yılında 2,08, 1930’da 2,12 liraya çıktı. Dolar, 1934-1938 yılları arasında 1,26 TL oldu.
Döviz piyasalarının doğrudan denetlenmesi amacıyla, 25 Şubat 1930’da 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu (TPKK) çıkarıldı. Ardından alınan kararların denetimi için 11 Haziran 1930’da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kuruldu.

7 Eylül 1946 devalüasyonu

İlk devalüasyon 7 Eylül 1946’da yapıldı ve 1 ABD Doları 1,30 TL iken 2,80 TL’ye çıktı. Bu devalüasyon, İkinci Dünya Savaşı sonrasının şartlarına ve yeni ekonomi politikalarına uyum sağlanması için yapıldı. Döviz sıkıntısının olmadığı bir ortamda yapılmış olması, bu devalüasyonu diğerlerinden ayırır. Bu devalüasyonla ithalat artışını sınırlı tutmak ve ihraç mallarının dolar cinsinden fiyatını düşürerek, ihracatı artırmak amaçlanmıştır. Hükümetin, biriktirdiği altın ve dövizin değerini yükselterek iç borçların gerçek değerini düşürmek eğiliminde olması ve Uluslararası Para Fonu’na (IMF) üyelik sonucu devalüasyon yetkisinin kısıtlanacak olması da bu devalüasyon kararında etkili oldu.
Türkiye, 19 Şubat 1947’de Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’na üye oldu ve ayarlanabilir sabit döviz kuru politikası uygulamaya başladı.

Ve IMF sahneye adım atıyor…

Temmuz 1944’de ABD’nin kuzeydoğusunda yer alan New Hampshire eyaletindeki Carroll kasabasının bir bölümü olan Bretton Woods’ta toplanan Birleşmiş Milletler Para ve Finans Konferansı’nda imzalanan “Uluslararası Para Anlaşması” ile uluslararası ödemelerde kullanılacak yeni bir sistem getirildi. Sovyetler Birliği liderliğindeki Doğu Bloku ülkeleri dışındaki 44 ülkeden 730 delegenin katıldığı anlaşmayla katılan ülkeler için doları esas alan sabit kur sistemi benimsendi.
Uluslararası para sisteminin kurallarını belirleyen bu anlaşma, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) kurulmasına da karar verdi.
ABD Doları altın ile dönüştürülebilirliğini koruyan tek ulusal para olarak kaldı. Anlaşma ile 1 ons altın 35 ABD Doları ya da 1 ABD Doları 0,88867 gram altın olarak saptandı ve ABD, dışarıdan talep olması durumunda doları bu parite üzerinden altına çevirmeyi kabul etti. Anlaşma, ancak çok özel ve düzeltilmesi olanaksız parasal dengesizliklerde herhangi bir ülkeye, parasının dolara karşısındaki değerini en çok yüzde 10 oranında değiştirme olanağı tanıdı. Bu oranın üzerinde devalüasyon veya revalüasyon yapmak için IMF’den izin alma zorunluluğu getirildi.
Bretton Woods'la getirilen bu sistem, 15 Ağustos 1971 tarihine kadar devam etti. ABD, bu tarihte sistemin kendisine yüklediği görevleri yerine getiremeyeceğini gördü ve parasının altına dönüştürülebilirliğini kaldırdı.

4 Ağustos 1958 ve 9 Ağustos 1970 devalüasyonları

7 Eylül 1946 tarihinde 2,80 liraya çıkan ABD Doları kuru, 4 Ağustos 1958’e kadar, yaklaşık 12 yıl bu kurda devam etti. 4 Ağustos 1958 tarihinde devalüasyona gidildi ve ABD Doları, Türk Lirası karşısında 2,80 liradan 9 liraya yükseltildi. Devalüasyonun ardından çok sayıda ürüne yüksek oranlı zam yapılmasıyla ekonomide sıkıntılar baş gösterdi.
Yine sabit kurun bir sonucu olarak Türkiye 1970’de de döviz krizine girdi. ABD Doları, 9 Ağustos 1970’de alınan devalüasyon kararıyla 9 liradan 15 liraya çıkarıldı.
Türkiye, devalüasyon ve yüksek enflasyon kıskacına da girdi ve uzun süre ta 2000’li yıllara kadar yüksek enflasyon cenderesinden çıkamadı.

Hiper enflasyonlar: 1 Dolar 4,2 trilyon Alman Markı

Hiper enflasyon, 1923 yılında Almanya, 1944’de Macaristan ve Yunanistan’da, 1949’da Tayvan’da, 1994’de Yugoslavya’da, 2008’de Zimbabve’de görüldü. Aylık enflasyon, Tayvan’da yüzde 2 bin 178, Yunanistan’da yüzde 13 bin 800, Almanya’da yüzde 29 bin 500 olurken, Yugoslavya’da yüzde 313 milyon, Zimbabve’de yüzde 79,6 milyar, Macaristan’da yüzde 41,9 katrilyona kadar yükseldi. Tabii bu kadar yüksek enflasyonlar beraberinde devalüasyonları getirdi.
Örneğin Almanya’da 1920 Aralık ayında bir dolar 73 Alman Papiermark iken, 1923 Aralık ayında ise 4,2 trilyon Alman Papiermark’a çıktı.

1970’ler ve enflasyon dönemi

Türkiye’de yüzde 60-70’lerde istikrarlı bir seyir izleyen yüksek enflasyon yaşanması ekonomi literatüründe istisnai bir örnektir. 2001 krizinden sonra enflasyonu geleceğe yansıtmayan ekonomi politikası izlenmesi sonucu, büyük sıkıntılar çekilerek, enflasyon tek haneli rakamlara indirilmiştir. ABD Doları, 1970’li yılların, istikrarsız yıllarında, 21 Eylül 1977’de 19 liraya, 1 Mart 1978’de 25 liraya, 10 Haziran 1979’da bazı mallarda 35 liraya bazılarında 47,10 liraya çıktı. Tabii bu devalüasyon bile neredeyse tüm ihracatını petrol ithal etmeye harcayan, dışa kapalı olduğu için döviz kazanamayan bir ekonomi için yeterli olmadı.

24 Ocak 1980 ve günlük devalüasyonlar dönemi

Sonuçta, 1980’li yıllara Türkiye, 24 Ocak Kararlarıyla başladı. 10 Haziran 1979 devalüasyonu ile 47,10 liraya çıkan ABD Doları kuru, 24 Ocak 1980’de 70 liraya yükseltildi.
         1 Mayıs 1981 yılından itibaren günlük kur ayarlaması veya günlük devalüasyon sistemine geçildi. 1 ABD Doları döviz alış kurunda,  ilk kez, 5 Mayıs 1981’de 100 lirayı, 22 Mart 1983’de 200 lirayı, 13 Ocak 1984’de 300 lirayı, 18 Eylül 1984’de 400 lirayı, 9 Nisan 1985’de 500 lirayı, 22 Aralık 1987’de 1000 lirayı, 28 Kasım 1991’de 5 bin lirayı, 20 Mayıs 1993’de 10 bin lirayı geçti.
29 Aralık 1983’te TPKK Hakkında 28 sayılı Karar ve 7 Temmuz 1984’te yürürlüğe giren TPKK Hakkında 30 sayılı Karar’la kambiyo rejimi, büyük ölçüde serbestleştirildi.
1988 yılı Ağustos ayında mali piyasalarda yapılan bir değişiklikle döviz kurlarının piyasa koşulları altında tespiti sistemine geçildi. Bu amaçla Merkez Bankası bünyesinde Döviz ve Efektif Piyasaları kuruldu. 11 Ağustos 1989 tarihli TPKK Hakkında 32 Sayılı Karar, tam konvertibiliteye geçiş kararı olarak da kabul edilmektedir.
Ağustos 1988’den itibaren günlük döviz kurları bankalar, özel finans kurumları ve yetkili müesseseler ve Merkez Bankası Döviz ve Efektif Piyasaları Müdürlüğü’nün katıldığı bir alım-satım seansı olan günlük kur belirlenmeye başlandı.

5 Nisan 1994 ve kur sepeti

5 Nisan 1994’de kararlarından önce 22 bin 616,68 lira olan ABD Doları döviz alış kuru, 5 Nisan kararlarıyla 7 Nisan 1994’te ise 39 bin 853,13 liraya çıktı. 16 Ekim 1995’de 50 bin lirayı aşan ABD Doları, 26 Kasım 1996’da 100 bin lira sınırını geçti. ABD Doları, 22 Kasım 1999’da 500 bin lira düzeyini aştı.
Merkez Bankası, 5 Nisan 1994 tarihinden itibaren döviz kurlarının bankalar, yetkili müesseseler, özel finans kurumları ve PTT’ce piyasa kuralları dahilinde serbestçe belirlenebileceğine karar verdi ve “gösterge niteliğinde” kurlar ilan edilmeye başlandı. Kur politikası, enflasyonun düşürülmesinde nominal çapa olarak kullanıldı. 1995 yılı başında IMF ile bir stand-by anlaşması imzalandı ve yapılan anlaşma çerçevesinde, 1 ABD Doları ve 1,5 Alman Markı olarak tanımlanan kur sepetinin aylık değerinin,  öngörülen aylık enflasyon oranları kadar artırılması kararı alındı.

2001 krizi ve doların 1 milyon lirayı aşması

2000 yılı başında IMF ile stand-by anlaşması imzalanarak üç yıllık bir program uygulamaya konuldu.
Merkez Bankası, 1 ABD Doları+1,5 Alman Markı’ndan oluşan döviz sepetinin 2000 yılı için hedeflenen yüzde 20 toptan eşya fiyatları enflasyon oranı kadar artacağını ilan etti. Taahhüdünü yerine getirmek için, bu hedefe uygun günlük sepet değerlerinin alacağı değeri tespit etti. Sepet değerlerinin tutturulabilmesi için döviz piyasalarında ilan edilen sepet değerleri üzerinden, döviz alımı ve satımı yapacağını da duyurdu.
2001 Kasım krizinden sonra kur sepeti uygulaması devam ettirildi. 19 Şubat 2001’de Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında ortaya çıkan siyasi kriz, önceden ilan edilen kur sepeti sisteminin devam ettirilemeyeceğini gösterdi. Hükümet, 21 Şubat 2001 gecesi döviz kurlarını dalgalanmaya bıraktı. Temmuz 2001’de bant sistemine geçileceği açıklandı ama gerçekleştirilemedi. 
Merkez Bankası döviz satış kuruyla 22 Şubat 2001 tarihinde 1 ABD Doları 685 bin 391 lirayken, 26 Şubat 2001’de ise 1 milyon lirayı aşarak 1 milyon 72 bin 988 TL’ye yükseldi. Daha sonra 12 Mart 2001’de 887 bin 605 liraya düşse de 3 Nisan 2001’de 1 milyon 238 bin 549 liraya, 4 Kasım 2001’de 1 milyon 679 bin 169 liraya, 25 Mart 2003’te 1 milyon 746 bin 390 liraya kadar çıktı. 2001 yıl ortalaması 1 milyon 225 bin 411,8207 olan Dolar kuru, 2002 yılında 1 milyon 505 bin 839,5257 lira, 2003 yılında 1 milyon 493 bin 67,76 lira oldu.

      Paradan 6 sıfır atılıyor

      Türk Lirası’ndan 6 sıfır atıldı ve adı Yeni Türk Lirası (YTL) olarak belirlenen para, 1 Ocak 2005 tarihinde tedavüle girdi. 31 Aralık 2004 tarihini 1 milyon 342 bin 100 liradan kapatan dolar döviz satış kuru, 1 Ocak 2005’te 1,3421 YTL oldu.
Dolar kuru 2005 yılında 1,3408, 2006’da 1,4311, 2007 yılında 1,3015 olan dolar döviz alış kuru, 2008 yılında 1,2929’a indi. Hatta 16 Ocak 2008’de 1,1449’a kadar düştü. 2009 yılında Türk Lirası’ndaki “Yeni” ibaresi kaldırıldı. Dolar, 2009 yılında 1,5471 TL’ye çıktı, 2010 yılında 1,5004 TL’ye indi.

27 Ağustos 2013 dolar 2 lirayı aşıyor

ABD Doları kuru, 2011 yılında 1,67, 2012 yılında 1,7925 oldu. 2013 yılının ikinci yarısından itibaren yeniden yükselişe geçen ABD Doları kuru, 28 Ağustos 2013 tarihinde 2 TL’yi aşarak 2,0225’e yükseldi. 17 Aralık 2013’de 2,0337 olan dolar kuru, 17 Aralık süreciyle birlikte yeniden yükselişe geçti ve 2013 yılını 2,1343 TL’den kapattı. Dolar kuru, sermaye çıkışının etkisiyle 27 Ocak 2014’de döviz alış kurunda 2,3142, 28 Ocak 2014’te 2,3428’e kadar çıktı. Döviz satış kurunda ise sırasıyla 2,3184 ve 2,3470 rakamlarını gördü. Bunun üzerine 28 Ocak 2014’de Merkez Bankası’nın müdahalesi geldi.

Merkez Bankası müdahalede geç mi kaldı?

Merkez Bankası, aslında, son birkaç aydır faizi artırmayarak risk alıyordu. Çünkü, para artık gelişmekte olan ülkeler yerine ekonomileri toparlanan gelişmiş ülkelere doğru yönelmeye başlamıştı.
ABD Merkez Bankası (FED) da aylık 85 milyar dolar olarak uyguladığı tahvil alımını, 2014 Ocak ayından itibaren 75 milyar dolara, 2014 Şubat ayından geçerli olmak üzere 65 milyar dolara indirdi. Banka bu rakamı 2014 Nisan ayında 55 milyar dolara düşürecek. Bu FED’in piyasaları dolara doyurmayacağı anlamına geliyor.
Kırılgan 5’li olarak tanımlanan Brezilya, Hindistan, Endonezya, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Türkiye içinde cari açığının milli gelire oranı en yüksek olan ülke Türkiye’nin, dış ticaret açığı da 100 milyar dolara, cari açığı 65 milyar dolara dayanmış durumda.

Merkez Bankası’ndan keskin faiz artırım kararı

Piyasaya yaptığı müdahalelere rağmen, döviz kurlarındaki yükselişi durduramayan Merkez Bankası’nın 28 Ocak 2014 gecesi, faiz oranlarını 5,5 puana varan oranlarda artırdı ve bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 4,5’ten yüzde 10’a çıkardı, borç verme faiz oranı yüzde 10,25 düzeyinden yüzde 15 düzeyine yükseltti.
Sonuçta, Merkez Bankası’nın döviz satması ve faiz müdahalesi ile ABD Doları döviz satış kuru, 4 Nisan 2014’te 2,1355’e düştü.
ABD Doları kurunun 1914-1950 arasındaki seyri şöyle oldu:

Yıl
Ortalama ABD Doları Kuru (TL)
1. Dünya Savaşı Öncesi
0,225
1. Dünya Savaşı Sonrası
1,07
1923
1,67
1924
1,93
1925
1,87
1926
1,93
1927
1,96
1928
1,97
1929
2,08
1930
2,12
1931
2,12
1932
2,11
1933
1,66
1934
1,26
1935
1,26
1936
1,26
1937
1,26
1938
1,26
1939
1,28
1940
1,11
1945
1,31
1946
1,30
1946 (7 Eylül)
2,80
1949
2,80

ABD Doları kurunun 1950’den sonraki seyri şöyle oldu:

Yıl
Yıllık Ortalama ABD Doları Döviz Alış Kuru (TL)
1950
2,8000
1951
2,8000
1952
2,8000
1953
2,8000
1954
2,8000
1955
2,8000
1956
2,8000
1957
2,8000
1958
2,8000
1959
2,8000
1960
5,1127
1961
9,0000
1962
9,0000
1963
9,0000
1964
9,0000
1965
9,0000
1966
9,0000
1967
9,0000
1968
9,0000
1969
9,0000
1970
11,3400
1971
14,8365
1972
14,0000
1973
14,0000
1974
13,7755
1975
14,2956
1976
15,8602
1977
17,8165
1978
24,0455
1979
30,7549
1980
75,1198
1981
110,2476
1982
160,8544
1983
223,9547
1984
364,3457
1985
519,5208
1986
669,4321
1987
856,2281
1988
1.425,7059
1989
2.120,8248
1990
2.606,2910
1991
4.175,2704
1992
6.874,3882
1993
11.035,6558
1994
29.788,3100
1995
45.738,5197
1996
81.386,1627
1997
152.071,2846
1998
260.974,3651
1999
420.126,1520
2000
623.703,9960
2001
1.225.411,8207
2002
1.505.839,5257
2003
1.493.067,7600
2004
1.422.341,2302
2005
1,3408
2006
1,4311
2007
1,3015
2008
1,2929
2009
1,5471
2010
1,5004
2011
1,6700
2012
1,7925
2013
1,9013

Kaynak: DİE, TÜİK, TCMB, Kürşad Arat TCMB Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Prof. Dr. Feridun Ergin Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun Atatürk Araştırma Merkezi, internet haber siteleri.

Not: Bu rapor haber çalışması Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin yayın organı Ekonom’un Nisan-Mayıs-Haziran 2014 tarihleri için çıkarılan 44'üncü sayısında kullanıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder