7 Ağustos 2018 Salı

-Cari açık durdurulamıyor…

-Döviz kurlarındaki yükselişe rağmen, geçen yılın aynı ayına göre,
Mayıs ayında hala yüzde 5,7 artış göstererek 7 milyar 341 milyon
dolardan 7 milyar 759 milyon dolara çıkan dış ticaret açığı cari açığın
en önemli sebebi olarak ortada duruyor

Ankara – 13.07.2018 - Cari açık, Mayıs ayında yüzde 9,6 oranında artarak 5 milyar 369 milyon dolardan 5 milyar 885 milyon dolara yükseldi.
Döviz kurlarındaki yükselişe rağmen, geçen yılın aynı ayına göre, Mayıs ayında hala yüzde 5,7 artış göstererek 7 milyar 341 milyon dolardan 7 milyar 759 milyon dolara çıkan dış ticaret açığı cari açığın en önemli sebebi olarak ortada duruyor. Mayıs ayında, 2017 yılının aynı ayına göre ihracat yüzde 5,3 artışla 13 milyar 582 milyon dolardan 14 milyar 306 milyon dolara, ithalat yüzde 5,7 artışla 20 milyar 923 milyon dolardan 22 milyar 65 milyon dolara yükselmişti. Nitekim Ocak-Mayıs döneminde dış ticaret açığı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41,4 artarak 24 milyar 896 milyon dolardan 35 milyar 202 milyon dolara çıkmıştı. TL’deki değer kaybına rağmen, ihracattaki artışın yetersiz kalması ve ithalatın daha fazla artması önemli bir sorun olarak görünüyor. Bu durum, cari açığı da olumsuz bir şekilde etkiliyor.

-12 aylık kümülatif açık 57,6 milyar dolar-

12 aylık kümülatif cari açık Mayıs ayı itibarıyla 57 milyar 637 milyon dolara ulaştı. Cari açık, son 4 yılın en yüksek seviyelerinde bulunuyor. Dış ticaret açığının artması ödemeler dengesinin bozulmasına neden oldu.
Nisan ayı cari açık verisi 5 milyar 426 milyon dolardan 5 milyar 452 milyon dolara revize edildi.
Cari açığın 2 milyar 823 milyon doları resmi rezervlerden kullanıldı.
Nereden geldiği belli olmayan ve cari işlemlerde net hata noksan olarak görünen para miktarı da 3 milyar 383 milyon doları buldu.

-Büyüme yüzde 3,5-4’e düşürülmeli-

Cari açığın kapatılmasının yolu ekonominin soğutulmasından geçiyor. Bilindiği gibi Türk ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,4 büyümüştü. Halen 57,6 milyar doları aşmış cari açığın sürdürülebilir olmadığı açık bir şekilde görünüyor. Bu açığın milli gelirin yüzde 2’lerine indirilmesi, dolar bazında 16-17 milyar dolara düşürülmesi zorunluluğu bulunuyor. Bunun yolu da büyüme hızının yüzde 3,5-4’lere çekilmesi. Tabii bunun yaratacağı olumsuz durum ise işsizliğin artması, ekonomik daralmanın getireceği vergi daralması… Bu kabul edilebilir bir durum mu? Onu zaman gösterecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder